Sevgili
Taner,sen bizi her zaman ŞAŞIrtmışsındır.O güzelim zarif vücudunun sana bahşettiği
sporcu kişiliğinle hepimizin takdirini kazanmış bir kardeşimizsindir. Deniz
Lisesi yıllarımızda,futbol takımımızda kaleci sıkıntısı çekildiği dönemde sen
takımımızın kalesini her zaman güvenle korudun ve çok güzel anılarımıza sevinçlerimize
ortak oldun.Hangi birini saysak ki?Haydarpaşa sahasını mı,Karagümrük mü,yoksa
Bursa Atatürk Stadını mı?Ya da paralarımızın çalındığı Beşiktaş Stadını mı?Hangi
yağışlı ve pis bir havada frikikten gelen bir top ve 1-1 biten,hep birlikte ağladığımız
maç? Kısa bir Askeri Öğrenci devremiz
oldu seninle ama hepimizin kalbinde sakin,kararlı ve dürüst bir insan olarak iz
bıraktın. Şu aşağıdaki anektodu unutmamız
mümkün mü? Sağlıcakla kal sevgili Taner.Güzel
günler,Develioğlu ailesinin olsun. Yıl
1958.Heybeliada Lise I. Aylardan Mayıs,artık
ders yılının son günleri.Hava sıcak ve ders Edebiyat.Hocamız tabii Bnb.Lütfü Civelek.Tahtada
Divan Edebiyatından bir beyit var.Var da bunun vezni ne?Dedik ya,hava sıcak,yılın
son günleri kimsede ses yok. Hoca sonunda
kızıyor :"Eşek herifler,nasıl bilmezsiniz?Medeni cesaretiniz de mi yok?" Taner,elini
kaldırınca da devam ediyor : "İşte medeni cesaret buna derler.İnsan dediğin
medeni cesaret sahibi olmalı." Bu çerçevede bir süre konuştuktan sonra Taner'e
dönüp,"Söyle" diyor.Cevap ilginç: "Hocam,çok sıcak,pencereyi açabilir
miyim?" Karşılık bilinen şekildedir.Otur
yerine be eşek adam. |