1957
yılında Gelenbevi Ortaokulu'ndan Dz.Lisesi'ne armağan edilenlerden,aynı kaderi
ve sıraları paylaştığımız bir arkadaşımızdır,Nihat. Aldığımız
duyumlara göre,baba Güven'in,bir sabah ezanı okuduğu sırada,anne Güven'den aldığı
en güzel hediyedir sevgili arkadaşımız. Başarılı
okul yılları İstanbul'un eski semtlerinden "Haliç/Fener" de başlamıştır. Deniz
subayı olma arzusu bir yana,ortaokuldan yüreğinde kalan müzik tutkusu,Heybeliada'nın
o güzelim manzarası,gençlik ve içindeki tutku bir araya gelince,lise yıllarında
kendi çabaları ile ağız mızıkası çalmaya başlayarak,duygularını daha bir hüzünlü
anlatım yolu seçmiştir.Bu arada minik denemeleri olduğu söylenmekte,hatta "Kaşların
karasına gül koydum arasına" türküsünü çok iyi yorumladığı bilinmektedir. Donanmamızın
çeşitli kademelerinde başarı ile görev yapmış bir Mk.Subayı olan arkadaşımıza
sağlık,mutluluk,uzun bir ömür ve herşeyin gönlünce olmasını diliyoruz. Ve
işte Nihat'tan bir anı; Lise III. sınıf
bitirme sınavlarında,Kimya dersi sözlü sınavına girdim.Hocamız Hilmi Boray,sınıfa
girdiğimde,sınav kurulundaki diğer liselerden gelmiş öğretmenlere dönerek, "en
iyi öğrencilerimden biridir,isterseniz kendisine kura çektirmeden istediğiniz
soruları sorabilirsiniz." dedi.Hocalardan biri "gerek yok,şansını denesin"dedi. Torbadan
çıkan üç soruya baktım.İki soruda hiçbir sorunum yoktu,fakat üçüncü soruyu hiç
bilmiyordum.Diğer arkadaş soruları yanıtlarken,biraz sonra olacakları kara kara
düşünmeye başladım.Gerçi geçer not alacağımdan emindim ama hocamın beni takdim
şeklini düşününce huzursuz oluyordum. Sıra
bana geldiğinde,bildiğim iki soruyu büyük bir hızla ve tam olarak yanıtladım.Sıra
bilmediğim soruya gelmişti.Tam o anda yabancı öğretmenlerden biri,"hocam
gerçekten bu öğrenciniz iki soruyu çok güzel anlattı bence üçüncü soruyu anlatmasına
gerek yok,müsade ederseniz arkadaş çıksın" dedi.Hocamız da siz bilirsiniz
dedi.Ve teşekkür ettiler,sınav bitti. |