Sevgili Mecdi,gerek öğrencilik yıllarında,gerek
meslek hayatında,fazlaca ortalıkta görünmek istemeyen ancak her zaman ve her yerde,başarılı
bir grafik çizen,sessiz/derinden giden arkadaşımızdır.Bu özelliğinden dolayı Denizaltıcılığı
seçerek sınıfın en başarılı denizaltıcılarından biri olmuştur.Aynı zamanda iyi
bir Alman sempatizanıdır.Neden mi?Bu sempatisinden dolayı kendisini Almancaya
vermiş,Almancası da ona Bonn Dz.Ateşeliği görevini getirmiştir.Bu sempatisi acaba
sevgili eşi Sevim'in Almanca öğretmeni olmasından mıdır? Kendisi
Kandıralı'dır.Fakat Kandıralı olmasından başka,meşhur Kandıralı hikayesiyle hiçbir
ilgisi yoktur.Bir DOST'tan anı: "Yıl
1971,Harekat kursu,yine sınıf öğrencilik ortamı.Hocamız Bnb.Erol,ders aralarında
fıkra ve esprilerle ilgi çekerdi.Fakat Kandıralı fıkrasını çok sık anlatırdı,zira
sınıfta en çok bu fıkraya gülünürdü,fakat sonradan espriyi hocamız da anladı ve
bu da tatlı anılarımızda yerini aldı." Tabii
ki bu güzel benzetme,unutulmaz bir anı olarak belleklerde kalacaktır.Yoksa bizim
Mecdi kardeşimiz çalışkanlığı,efendiliği,dürüstlüğü,başarılı geçmişi ve ailesine
düşkünlüğü ile daima iyi ve zeki bir DOST olmuştur ve olacaktır. Mecdi'ye
ve ailesine,sonsuza dek mutlu,sağlıklı,DOST'ça bir yaşam dileriz. Aslan
Harbiyeliler orta bahçede artistlik denemesinde
|