DOSTLAR SINIFI
 Önsöz
 Unutmayalım-Unutulmayalım
 Büyüklerimiz
 Komutanlarımız
 Öğretmenlerimiz
 Derslerimiz-Çizelgelerimiz
 Savarona Seyahati
 Subaylık Fotoğrafları
 Aramızdan Ayrılanlar
 Törenlerimiz
 Okul Günlerinden Bir Demet
 Şükran Gecemiz
 Anılarımız
 Mutlu Günlerimiz
 Sonsöz

 

<< dostlar sınıfı isim listesi
GÖKSEV OLCAY (57 - 1111)
 
DOĞUM TARİHİ/YERİ
:
15.08.1942
SİCİL NO
:
63/3240
KAN GRUBU EVLENME TARİHİ
:
A RH (+)
02.04.1968
EŞ ADI/DOĞUM TARİHİ
:
SOLMAZ - 28.11. -
ÇOCUKLARI VE DOĞUM TARİHİ
:
TUNÇ - 25.07.1973
EV ADRESİ/TEL
:
KAYIŞDAĞ CAD. DAĞDELEN APT. NO: 240/30
GÖZTEPE / İST.
(0542) 435 72 64

1957 Yılında sessiz sakin, zayıf bir genç olarak aramıza katıldı. Sonraki iki yıl da gece ceza talimlerinde görülmeyerek sakinliğini sürdürdü.
Daha sonra beyninde bir açılımla (biraz da moda nedeniyle) kendisini gitar çalar ve şarkı söyler görmeye başladık. Elvis Presley kadar olmasa bile, Türkiye’deki birçok taklidinden iyiydi diyebiliriz.
Harbiye sıralarında kendini aşırı beslenme ve spora vermesi nedeniyle, fiziği “kas” yönünde, beyni de ders çalışırken zaman zaman hayallerimizi süsleyen “karşı cins” yönünde gelişmeye başladı.
Sinemalarda James Bond modası başladığında Göksev Donanmaya çıkmıştı. “Yapılan bunca spora geliştirilen kaslara Donanmada yazık oluyor” diye düşünen arkadaşımız, kendisini SAT ve SAS kurslarına katılmak için programladı.
Katıldığı SAS kursunun tam bir 007 Bond çalışmasına uymadığını düşünerek bir ara SAT kursuna devam ettiyse de sonunda SAS’a geri döndü.
SAS’ta devamlı değiştirdiği için bir türlü bitiremediği bir “macera romanı” da yazan arkadaşımızın, tabanca tutkusu da vardı. Yazlarını Gölcük’te atış poligonunda atış talimleri yaparak geçirmesi nedeniyle TİM arkadaşlarını daha çok “sualtı” görevlerine göndermiş ve onların eğitimlerinin üst düzeye çıkmasını sağlamıştır.
Emekliliğinde de gençliğini tatil köylerinde turistlere spor aktiviteleri sunarak sürdüren arkadaşımız, SCUBA, TENİS, SU KAYAĞI, WINDSURF, JUDO, TABANCA ATIŞI dallarında da sertifika sahibi olmuştur.
Göksev kara sporlarına düşkünlüğü nedeniyle, görevi dışında denize girmemiş hatta su kayağı yaptıracağı denizde şamandıraya bağlı motora başında şapkası gözünde gözlüğü ve ağzında piposu ile birçok kereler kurbağalama yüzerek gitmiştir.
Şu anda bilindiği kadarıyla günlerini tenis oynayarak ve tenis dersleri vererek oldukça “asude” bir şekilde geçirmektedir.
Bundan sonra da gençliğinin devamı ve hayallerinin gerçekleşmesi dilekleriyle .....