Köklü
bir İstanbul ailesinin Üsküdar'da bir tosuncuk olarak dünyaya gelen beyefendi
çocuğu Fahri,gelip geçen yıllar içinde daha da gelişen iri cüssesi yanında sınırsız
insan sevgisi,yardım severliği ve sıcak DOST ilişkileri ile tanınmıştır.Onu bire
bir tanıyıp ta sevmeyen,sıcak dost elini,yapıcı yaratıcılığını hissetmeyen yoktur. O
çoluk çocuk,büyük küçük,yerli yabancı tüm insanlarla anında yakın ilişki kurabilen,her
toplumda sevilen,sayılan ve aranan,çiçeklerle bile konuşup anlaşabilen nadir insanlardan
biri olmuştur.Erken evlenenler kervanından olan bu hümanist kardeşimize,bileğinin
ve yüreğinin hakkıyla "BABA" lakabı layık görülmüştür. Kocaman
yapısı nedeniyle özel ama zevkli ve zarif giyinen,güzel ve bol kepçe yemekleri
çok seven Baba Fahri,bozulan sağlığına rağmen sigarasından ve rakı kadehinden
asla vazgeçmemiştir. Kıbrıs Gazisi
olan kardeşimiz,70-80'li yıllarda modasına ve bazı arkadaşlarının tavsiyesine
uyarak istifa etmiş ve uzun yıllar Ticaret-i Bahriye'nin de göz bebeği ve aranan
Baş Çarkçısı olmuştur. Emil'den bir
anı: Yıl 1957.Deniz Lisesi I.Sınıf
Subayı Yüzbaşı Recai Türköz,herşeyi ile örnek olduğu öğrencilerine,hayatı,bahriyeyi,askerliği,elinden
geldiğinden fazlasıyla tanıtmaya,sevdirmeye çalışıyor.Deniz Kuvvetlerindeki bu
müstesna görevini başarıyla ifa etmek için,sınıfındaki öğrencileri tek tek tanıyarak,konuşmalarından
giyimlerine kadar yol gösteriyor. Donanma
saflarında yer alacak subayların yetişmesinde bir nebze olsun payı olmasından
çok mutlu,ama gülümsemesi ciddiyetinin altında gizli,komutanlığın altındaki teneffüshanede
dolaşıyor... Yıl 1966...Öğrenci Alay
Komutanı Albay Recai Türköz'ün,yıllarca önce görev yaptığı okula yeniden tayin
olmasının üzerinden üç ay geçmiş. Yıllarca
önceki sınıf subaylığı ve şimdi gemilerde çalışan öğrencileri aklına geliyor.Elindeki
evrakları masanın üzerine bırakıp,bir alttaki teneffüshaneden,sınıf subayları
odasına doğru yürürken kendisinden kaçmaya çalışan iri yarı birini farkettiği
zaman donup kalıyor. - Hey sen!Buraya
gel - Ben mi efendim? -
1129 Fahri Kuttan..Senin ne işin var burada? -
............ - Fahri,oğlum,senin Donanma'da
olman lazım değil mi? - Ne oldu? -
Ben okuldaydım efendim. - Ne görevle? -
Öğrenciyim. - Nasıl olur? -
Biz okulu biraz uzattık efendim. -
Biz mi?Başka kim var? - 1133 Mete Kurtokan,1057
Emil Kılga. - 10 yıl öncesinden belliydi
zaten birbirinizden ayrılmayacağınız. Albay
Recai Türköz yanılıyordu. Fahri Kutan
hile yaptı. 21 Mayıs 2000'de ayrıldılar. Ruhun
şad olsun "BABA FAHRİ". |