"YİĞİDİN HAKKINI YİĞİDE VERMEK GEREK" İri
vücudu,TAŞ gibi kafası ve yufka yüreği ile,sınıfın en renkli ve şakaya en fazla
tahammül eden simalarından biridir sevgili Ercan. Lise
yıllarında,başta belalısı Özer olmak üzere sınıfın ufaklıklarının BODYGUARD'lığını
üstlenmiş,bu yüzden grup tarafından (yoksa mümkün mü)epeyce hırpalanmış ve başı
derde girmiştir.(Oysa o karıncayı bile incitmez.)Üstüne üstlük Arnavut'un dilinden
de kurtulamamıştır. İyi bir sporcu
(Halterci) olan kardeşimiz,davul çalma ve patlatmadaki becerisine ek olarak,okul
tarihinin gelmiş geçmiş en iyi majörü de olmuştur.Yükseğe atma ve çevirme rekorları
vardır.(Yakışıklı Erkut Taçkın ağabeyimiz başka dalda güreştiğinden sınıflandırma
dışı tutulmuştur.) Derslerinde çok
başarılı (!) olan kardeşimizin,kopya çekme uzmanı Teoman ile akışkan Fethi'nin
dersindeki kopya olayı ve aynı kişi ile İstiklal Caddesi'nde,her hafta sonu en
uzun yürüme(onlar avlanma olarak yorumlarlar) olayları unutulmaz anılardır.Daha
sonraki yıllarda vücut yapısı,sporculuğu ve kafası nedeniyle komando olan Kanat
ile maceraları da dillere destandır. Sporcu
babanın sporcu kızları,Voleybol Milli Takımımızın uzun yıllar değişmez elemanı
Pelin ile eski Milli Pınar,gurur kaynağımız oldular.Şimdi torun da geldi,ağzın
kulaklarında değil mi? Sağlıklı bir
yaşam,ömür boyu mutluluklar ve başarılar dileriz sevgili Ercan. Bak
Sabo sana ne diyor: Kalemime düştün,dilime düşseydin vay olurdu haline.....
Karada,
Denizde, Havada ve Heryerde
|