Tombul,pembe
yanakları,taktığı "ama" gözlüğü ve alaycı gülümsemesiyle sevimli bir
kardeşimiz.Aydın'ın öğrencilik yılları,çalışmaktan çok Erdinç'i kızdırmakla geçmiştir. Sporla
arası iyi olmayan,kravat üstü eşofman giyen takımdandır.Ada çocuğu olmasına karşın
denizi de pek sevmez.Bu arada boru-trampet takımının has elemanı olmuştur. Aydın
çok hassastır çabuk alınır.Bahriyede sevilmesine ve güzel görevlerde bulunmasına
karşın erken emekliliği seçmiştir. Elinde,yurt
dışına yerleşme imkanı olduğu halde o adasından ayrılamaz.Arada bir Bostancı'daki
evine de uğrar.Adalıları,Büyükşehirde temsil etmiş,Vestel'de ise T.V. ve Video'ya
doyurmuştur.Şimdilerde Adalılara hava tahminleri yaptığını duyduk.(Bu becerisini
sınıfımızda tek meteorolojiden bütünlemeye kalmasına ve bir yaz çalışarak geçmesine
borçlu olsa gerek.) Bu arada Adadaki
kedi ve köpeklerin koruyucu ve besleyicisi olan son lakabıyla "Amerikalı"
kardeşimiz (bu lakabı orjinal şapka ve montları ile birlikte Amerika'dan getirmiş)yaz
kış,tüm boş zamanlarını,kahvehanede bilinen ekibi ile çayına,kahvesine genelde
maça kızı ya da ellibir oynayarak geçirmekteymiş. İktidar
partilerinden birinin tenkidi ile spor dedikodusu da yaptığı söyleniyor. Yukarıdaki
yoğun iş ve meşklerinden olsa gerek,Ada'sını bırakıp hiçbir toplantımıza katılamıyor
Aydın. Biz bu renkli kardeşimize sağlık
ve mutluluk dileklerimizle,sevgilerimizi yolluyoruz. Nice
18 Kasımlara!
|