Kuleli
Askei Lisesi,Anadolu Lisesi ve İzmit Lisesi'nde ortam bulamayınca,şansınınn Deniz
Lisesinde denemeye karar verdi.1959'da,ara sınıf "kabak"ları ile aramıza
karıştı.Kabadayı ruhlu pervasız tavırlı bu arkadaşımız,boyuna posuna bakmadan,alt
sınıf,üst sınıf demeden,kafasını bozan herkese posta koyup,önüne geleni kavgaya
davet ederdi.(Kavga ettiğini gören olmamıştır.)Tabii bu davranışlarıyla okulda
kısa zamanda tanındı ve artık insanlar ona kızamaz oldular,aksine bu hareketlerini
sempatik bulup daha fazla üstüne gittiler. Atıl,derslerinde
son derece başarılı (!) bir öğrenciydi.Tek hatası hangi hocanın hangi derse girdiğini
hep unutmasıydı.Sınıfın sözde "dayı"sı olmasına karşın,ders saatlerinde
en sakin ve sessiz kişisi olurdu.Onun herhangi bir hocaya soru sorduğuna,derste
el kaldırdığına rastlanmamıştır.Tabii sınav kağıtlarına ismini yazabilmesi bile
büyük bir başarı kabul edilmiştir.(Yaşar ve Sabahattin'e sorulabilir.) Süper
bir futbolcu (!) olan Atıl,iki-üç maç sonrası sınıf / kısım takımı kadrosundan
çıkarılmıştır.Ama o hala "dersleri aksıyor"diye bıraktığını iddia eder.Şimdilerde
FB spor kulübü üyesidir. Sürekli düşünen
tepesindeki saçları yolan Atıl'ın matematiksel kafası,Harp Okulundan ayrılarak
baba mesleği ticarete yönelmesiylekendini göstermiş ve kendi kereste ticarethanesinin
patronu olmuştur. Sevecen ve iyi niyetlidir.Şimdilerde
"felaketim" dediği süper sevimli oğlu,şirin kızı ve avukat eşiyle mutlu
bir yaşam sürdüren kardeşimizin en yakın dostu "Amerikalı" Kanat'tır. Sağlık
ve mutluluk dolu,bol kazançlı yıllar sevgili Atıl. ATIL
suntaları, YILMAZ sahneyi mi düşünüyor?
|