| BOKS
MAÇI
Yıl 1959, mevsim Sonbahar
sonu hava yağmurlu... Rahmetli Uzun Sümer ile, yine rahmetli Basketçi Ercüment
(atmayın ona, on tane atıyor, bir sayı yapıyor. İbarahim Sulu hocanın deyişiyle,
yedeğin yedeği Ercüment), yapımı yeni futbol sahasının çamur deryasında, kozlarını
paylaşıyorlar.
Okul futbol takımı, antremanın bir parçası olan Ada koşusundan
dönmüş, topla antremana başlayacaklar 10-15 dakika, muhteşem boksör/ güreşçileri
izliyorlar.
Topla çalışmanın ilk devresi bitiyor. Kavga devam ediyor. “Ayıralım”
diyorlar, Sabahattin karşı çıkıyor, “ne olur bırakın,” bir yıllık mesele bu, biri
kazansın da kurtulalım artık” diyor.
Dövüş devam ediyor fakat ikisi de
öyle centilmen ki, kıyıp birbirlerine vuramıyorlar. İtişiyorlar, kakışıyorlar,
düşüyorlar, kalkıyorlar, çamur içindeler ve hala vır vır konuşuyorlar.
Futbol
antremanı bitiyor. Kavgacılar birbirlerine sarılmış, oturmuşlar yere, kollarını
kaldıracak dermanlarıyok, ama hala birbirlerine meydan okuyorlar.
3 Şubat
1998 Salı Fenerbahçe D/G, Sevgili Sümer’i bugün Karaca Ahmet mezarlığına defnettik.
Efkar dağıtacağız.
Oktay soruyor : “Ercüment bugün Sümer’i karşılamış mıdır?” Kesinlikle
karşılamıştır, bitmeyen dalaşlarını sürdürmek için. |